Ölüm Yolu'nda
Barış için Yürüyenler
Ayşegül Çetinkalp, Aylin Telef
Eşlerini, çocuklarını, bacılarını, annelerini o otobüslere bindirdiklerinde onları son kez gördüklerini biliyorlardı. Put Smrti/ Ölüm Yolu; 14 yaş ve üzeri binlerce Boşnak erkeğin her adımda sönen bir umut ışığı için yürümeye çalıştıkları bir güzergahtı.
Bu yolun ters yönde yürünmesi, ve bu kez barış için yürünmesi, toprağın altında yatan sessizlerin çığlığı olacaktı. Soykırımın onuncu yılında, 2005'te ''Marš Mira/ BarışYürüyüşü'' ilk kez yüründü. Ve her yıl artan bir kitle ile yürünmektedir.
Yürüyüş 8 temmuz sabahı yapılan törenler ile başlar. 10 temmuz akşamı Potocari şehitliğine giriş ve ertesi gün toprağa verilecek şehitlerin tören alanına taşınması ile biter. Bu süre içinde Barış Yürüyüşüleri dört geceyi ya kendi getirdikleri çadırlarda ve uyku tulumlarında ya da Bosna Ordusu'nun kurduğu askeri çadırlarda geçirirler, yanlarında kendi getirdikleri yiyecekleri yerler. Yürüyüş tepelerden, ormanlardan, ırmaklardan geçerek yaklaşık 80 kilometre sürer.
''Marš Mira/ BarışYürüyüşü'' umut için çıktıkları yolda hayatlarını kaybedenleri anmak ve unutmamak adına, bu güzergahın tersine gidilen o insanların bir nevi geri dönüşünü temsil eden yürüyüş ve manifestodur.
Bu yürüyüşte yer almamız aynı amaç ve ulvi duygu içindi. Yürüyüş sırasında yol boyunca Boşnak halkın ellerindekileri, yiyecekleri içecekleri bizler ile paylaşmak için çırpınışlarını izlemek gözleri yaş damlaları ile dolduracak boyuttaydı.
Yaşanılanları gelecek nesile aktarmak ve unutturmamak adına çektiğimiz fotoğrafları sizlerle paylaşmak istedik.
(Sergi'nin sunuş yazısından...)
Kartal Belediyesi Hasan Ali Yücel Kültür Merkezi
14 Nisan - 3 Mayıs 2017
Not: Serginin açılış seremonisi 29 Nisan 2017 Cumartesi günü, saat 18.30'da
Hasan Nuhanović'in ''BM Bayrağı Altında Soykırım'' konferansı öncesinde yapılacaktır.
Put Smrti / Ölüm Yolu
Doğu Bosna’da Sırbistan sınırında yer alan Srebrenica, stratejik konumu ve doğal zenginlikleri yüzünden sürekli çatışmalara konu olmuş, tarihinde bir çok acılı döneme tanıklık etmiş bir kenttir.
Srebrenica’nın 11 Temmuz 1995 günü ‘’Bosna Sırp Cumhuriyeti Ordusu’’ ve beraberlerindeki Sırbistan İçişleri Bakanlığı desteğindeki Sırp çetnik çeteleri tarafından işgal edildikten sonraki bir hafta içinde yaşadığı Büyük Soykırım, tarih boyunca yaşadığı tüm acılarının toplamından büyüktür.
Nato’nun bir türlü gelemeyen, geldiğinde de yetmeyen hava desteği sonrasında, Hollandalı Komutan Thom Karremans kapıları Sırplar’a açtığında Srebrenica için ‘sonun sonu’ gelmişti. Sonun başlangıcı BM tarafından Srebrenica’nın güvenli bölge ilan edilip Boşnaklar’ın elindeki tüm silahların alınmasıydı.
Erkekler, 14 yaş üzerindeki tüm erkekler kapıların açılmasının kendileri için ölüm demek olduğunu biliyordu. Yürüyebilecek durumdaki yaklaşık 13 bin erkek -bunu 15 bin olarak telaffuz edenler de vardır-, olmayan silahları ile daha güvenli bir bölgeye, Tuzla’ya doğru yola çıktılar. Mayın tehlikesinden ötürü bir çok kez önündeki arkadaşının bastığı noktalara basmaya özen göstererek tek sıra halinde ilerlediler. Top atışı altında, tüfeklerden çıkan mermilerden kaçarak bazan de kaçamadan yürüdüler.
Bazıları, 6 günde bazıları ise 15 günde ulaşabildiler. Büyük kısmı ise hiç ulaşamadı. Ve hatta büyük bir kısmının cesetleri dahi bulunamadı.
Bu yolun adıdır “Put smrti / Ölüm yolu”.
Ayşegül Çetinkalp , 24.04.968 İzmir doğumlu, Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu mezunu, 25 yıllık aktif çalışma hayatı sonrası emekli olmuş, evli ve bir çocuk annesidir. Yağlı boya resim, Osmanlı ve İran minyatürü, logo, amblem, afiş tasarım çalışma ve sergilerinin yanı sıra iki adet karikatür kitabı da bulunmaktadır : "32. Cadde Sakinleri" ve "Boş sayfada hoş sadalar". Ameliyat fotoğrafçılığı, çalışmaları yurt dışı dergilerde yayınlanarak onay almıştır. Fotoğraf tutkusu, belgesel fotoğrafçılık ile pekişmiş, 1988 den bu yana çeşitli bireysel ve karma sergilerle günümüze kadar gelmiştir.
Aylin Telef;1969 yılında Çanakkale'de doğdu. Babasının memuriyetinden dolayı Türkiye'nın çeşitli illerinde öğretimine devam etti ve DEÜ Makina Mühendisliği'nden mezun oldu. 25 yıllık meslek hayatının sonuna doğru 2011 yılında aldığı fotoğrafçılık kursu ile yaşamı ayrı bir boyut kazandı. Aynı yıl İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesinin “İAOSB'de yaşam” adlı fotoğraf yarışmasında “Döküm” adlı fotoğrafı ile birincilik ödülü aldı. İlerleyen dönemde Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi'nin "Fotoğrafçılık ve Kameramanlık Bölümü"nü de bitiren Aylin Telef,yurt içi ve yurt dışı karma sergilerde fotoğraflarını sergiledi. İzmir'de yaşayan ve bir oğlu olan Aylin Telef, fotoğrafın “Sözsüz bir söylem” aracı olduğuna inanıyor.

